Sansür yasası iddiaları doğru mu? Ya da aksine bu suçtan hüküm giyebilmek ciddi bir çaba mı gerektiriyor?
31987 sayılı ve 18.10.2022 tarihli Resmi Gazete ile yürürlüğe giren Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Basın Kanununda değişiklikler yapıldı.
Bu değişikliklerin bir kısmı internet haber sitelerinin uyması gereken şekil şartları ile ilgili.
Kamuoyunda tartışılan ve sansür yasası olduğu iddia edilen madde de bu değişiklik içerisinde yer alıyor.
Türk Ceza Kanunu’na eklenen m.217/A Madde metni şu şekilde:
“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
İfade özgürlüğü sınırsız mı olmalı? Öncelikle bu değerlendirmeyi yapıp ilerlemek gerekiyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü başlıklı 10. Maddesi’nde dahi ifade özgürlüğünün sınırlarının olabileceği kabul edilmiş ve şöyle denmiş:
“Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir.” Diyor.
Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı konuları Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ile uyumlu.
Devamla maddenin ifade özgürlüğü yönünden aşırı ya da belirsiz kısıtlamalar içerip içermediği üzerine düşünebiliriz.
Gerçeğe aykırı bilgiden ne anlaşılması gerektiği konusunda yıllardır basın özgürlüğü değerlendirmelerinde de gördüğümüz “görünür gerçek” kavramının dahi gerçek kabul edileceği öngörmek mümkün, aksi düşünülse dahi suç ancak özel kast ile işlenebiliyor.
Özel kast ile işlenebilmesi şu anlamı taşıyor: Failde halk arasında endişe, korku veya panik oluşturmak saikinin bulunmadığı bir durumda, fail halka yönelik olarak gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaysa dahi, ilgili suç tipinden cezalandırılması mümkün olmayacak.
Bilgi ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili olacak. Kişi yaydığı bilginin gerçeğe aykırı olduğunu bilecek. Bu bilgiyi sadece endişe, korku ve panik yaratmak amacı ile yaymış olacak. Yetmeyecek. Kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayacak.
Bu suçtan hüküm giyebilmek ciddi bir çaba mı gerektiriyor sorusunun üzerine bu çerçevede düşünmek gerekiyor. Sansür yazılı bir pankart taşımak en kolayı.