Diyabetik Nöropati'ye bağlı sinir uçlarındaki sorunların 10 yılı aşkın şeker hastalarında görülme oranının yüksek olduğunu belirten Dr. Rabia Sedef Üre "Ancak şeker hastalığı oluşmadan, halk arasında 'gizli şeker' olarak adlandırılan dönemde de bu sorun görülebilir." diye konuştu.
Diyabetik Nöropati hastalarının; özellikle ellerde ayaklarda ağrı, uyuşma, keçeleşme, iğnelenme yanma gibi şikayetlerle geldiğini ifade eden Dr. Üre, "Bu ağrı genelde gün içine yayılmasına karşın akşamları artar. Yavaş yavaş başlar ancak sonrasında kişinin yaşam kalitesini özellikle uyku kalitesine bozacak düzeye ulaşır." şeklinde konuştu.
Ayak yaralarına neden oluyor
Nöroloji Uzmanı Dr. Üre, hastalığın tanısı için muayene sonrasında; duyu sinirlerinin tutulumuna ait bulgular, reflekslerde zayıflama, zaman zaman güç kaybı gibi bulgular sonucu şüphelenilirse EMG testi istendiğini dile getirerek, esas tanı aracının EMG olduğunu belirtti. Diyabetik ayak diye bilinen ayaklardaki yaraların kökeninin de Diyabetik Nöropati olduğuna dikkat çeken Dr. Rabia Sedef Üre, "Kişi vuran ayakkabıyı veya yarayı hissetmediği için ayaklarda büyük yaralar oluşur, en sevmediğimiz durum ayak yaralarının oluşmasıdır." diye konuştu. Şeker hastalığında; ellere, ayaklara giden ince sinirlerin dolaşımının zamanla bozulduğunu ve bu dolaşım bozukluğuna bağlı olarak zamanla sinirlerin iletiminin kısıtlandığını anlatan Dr. Üre, "Sinirler, zamanla diyabeti olmayan bir bireylerdeki gibi hızlı ve aktif çalışamamaya başlıyor." dedi.
En önemli tedavi: şekerin kontrol altında tutulması
Diyabetik Nöropati'nin en önemli tedavisinin şekeri kontrol altında tutmak olduğunu kaydeden Dr. Üre, "Nöropati süreci başladıktan sonra bunu tamamen durdurmak veya geriye döndürmek çok mümkün olmuyor. Bu hastaların açlık ve tokluk şekerinin yükselmemesini istiyoruz. Bu nedenle şeker hastalığı tanısı konduktan itibaren hastaların tüm tedavilere ve diyete uymasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte bu hastaların ek risk faktörlerinin de engellenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Dr. Rabia Sedef Üre, "Aynı şeker hastalığındaki gibi kolesterol, hipertansiyon ve sigara kullanımının kontrol altına alınmasını ve hastanın kilo vermesini isteriz ki; biz bu süreci yavaşlata bilelim. Sinir uçları zaten hasar görmeye başlamıştır ve bunu yavaşlatmak için bu önlemlere ihtiyacımız vardır." diye konuştu.
Tanı konduktan sonra dikkat edilmeli
Dr. Üre hastalığın tedavi edilmemesi durumunda yaşanabilecekleri ise şöyle anlattı: "Sinir tutulumuna bağlı sorunlar, güç kaybı ve ayak yaralarının oluşması gibi durumları istemeyiz ancak bu aşamalara gelmeden de hayat kalitesini bozan bir hastalıktır; uyku bozuklukları, yürüme zorluğu, otururken bile dolaşma ihtiyacı hissettirecek yanmalar hissedilebilir. İlaç tedavileri ortaya çıkan semptomların giderilmesi için kullanılır, ancak esas olan doktorun belirttiği önlemleri uygulamaktır. İlk diyabet tanısı konduktan sonra kişinin belirtilen unsurlara dikkat etmesi gerekir."
Düzenli nörolojik muayeneler ihmal edilmemeli
Şeker hastalığının yalnızca kandaki şekerin yükselmesi anlamına gelmediğine vurgu yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Üre, şöyle konuştu: "Diyabet, böbreklerden, gözlere, sinir uçlarına, beyin gibi organların tümünde hasar oluşturabilir. Bir kişide diyabet varsa, kan şekeri sistemi ile ilgili bir tanı konduktan diyetine ve ilaç tedavisine çok güzel uymasını isteriz ki; diğer organlarını koruyabilsin. Değişik bölgelerde sinirlerde tuzaklanarak sıkışma, beyin damarlarında tıkanıklık, yine şeker hastalarında daha sık görülür. Şeker hastalarının düzenli nörolojik muayenelerini de aksatmamaları gerekir, bu hastaları düzenli olarak 6 ayda bir görmek isteriz."